Tüketici Mahkemesi Nedir?

Tüketici mahkemesi, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik her türlü uygulamadan kaynaklanan davalara bakmakla görevli hukuk mahkemesidir (6502 sayılı Kanun m.73/1). Tüketici mahkemesi, özel mahkeme niteliğinde ilk derece mahkemesidir.

Tüketici mahkemeleri, 6502 saylı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile kurularak görev alanı belirlenmiştir. Tüketici mahkemesinde dava açma yetkisi olan kişiler, “tüketiciler”, “tüketici örgütleri” ve “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” olarak belirlenmiştir. Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar harçlardan muaftır.

Özel hukuk davalarına bakmakla görevli hukuk mahkemeleri genel olarak üçe ayrılır:

  • Asliye Hukuk Mahkemesi,
  • Sulh Hukuk mahkemesi,
  • Özel Mahkemeler (Tüketici Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi, Kadastro Mahkemesi, İş Mahkemesi vb. gibi).

Asliye hukuk mahkemesi ve sulh hukuk mahkemesi özel hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevli temel iki mahkemedir. Genel mahkemelerden olan asliye hukuk mahkemesinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Kanunda belirli bir uyuşmazlık türü için açıkça özel bir mahkemenin görevli olduğu kabul edilmişse, uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkeme kanunun belirlediği o özel görevli mahkemedir. Tüketici mahkemesi, özel bir kanun olan 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” ile kurulduğundan özel mahkeme statüsüyle görev yapmaktadır. Belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli çeşit uyuşmazlıklara bakmak için kurulmuş olan mahkemelere “özel görevli mahkemeler” denir. Özel ve genel görevli mahkemeler arasındaki ilişki bir görev ilişkisidir.

Tüketici Nedir? Tüketici İşlemi Ne Anlama Gelir?

Tüketici mahkemesi, taraflaran en az birinin “tüketici” olduğu uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Tüm tüketici işlemleri ile ilgili davalar tüketici mahkemesinde görülür. “Tüketici” ve “tüketici işlemi” kavramları 6502 sayılı Kanunda şu şekilde açıklanmaktadır:

  • Tüketici: Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. 6502 sayılı kanun, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Örneğin, bir kimse evde traş olmak için traş bıçağı aldığında tüketici olarak kabul edilir.Aynı traş bıcağını marketinde satmak için satın aldığında, ticari amaçla işlem yaptığından tüketici değildir.
  • Tüketici İşlemi: Bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için hukuki ilişkinin taraflarından birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, hizmet sağlayıcı veya onlar adına hareket eden gerçek ya da tüzel kişi olması gereklidir. Taraflar arasında gerçekleştirilen işlemin tüketici açısından mesleki ve ticari bir amaçla yapılmaması şarttır. Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.

Tüketici Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu Davalarda Görev Sınırı

Tüketici mahkemesinde dava açılabilmesi için uyuşmazlığın belli bir parasal değeri aşması gerekir. Uyuşmazlık tüketici mahkemesinin görev sınırlarının altındaysa öncelikle tüketici hakem heyetine başvurulmalıdır. Tüketici mahkemesinin görevi konusundaki parasal sınırlar ve usuller 6502 sayılı yasanın 68. maddesinin verdiği yetkiyle çıkarılan tebliğlerle her yıl yenilenmektedir.

2020 yılı için tüketici hakem heyetlerine yapılacak başvurularda parasal görev sınırı şu şekildedir:

  • Değeri 6.920 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine başvurulmalıdır.
  • Büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 6.920 TL ile 10.390 TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur.
  • Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 10.390 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurulmalıdır.
  • Büyükşehir statüsünde olmayan illere bağlı ilçelerde 6.920 TL ile 10.390 TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurulmalıdır.

Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvurulmadan doğrudan tüketici mahkemesinde dava açılmalıdır.

Tüketici hakem heyetleri kendilerine yapılan başvuruları gereğini yapmak üzere kabul etmek zorundadır. Başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir. Tüketici hakem heyetleri uyuşmazlık konusuna ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi taraflardan, ilgili kurum veya kuruluşlardan isteyebilir.

İl ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar tarafları bağlar. Tüketici hakem heyetlerince vekâlet ücreti ödenmesine karar verilemez. Tüketici hakem heyetinin kararları, İcra ve İflâs Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir.Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

Tüketici Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?

Tüketici mahkemesinin görevli mahkeme olarak bir davaya bakabilmesi için 6502 sayılı Kanunu’nun amacı içerisinde kanunda tanımlanan taraflar arasında (tüketici ile satıcı veya sağlayıcı vb. arasında) mal ve hizmet satışına dair bir hukuki işlemin olması gerekir.

Bir mal veya hizmetin, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, kiraya verme, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanlar tüketici olarak kabul edilemeyeceğinden, bu gibi işlemlerde ortaya çıkan uyuşmazlıklara bakma görevi de tüketici mahkemesinin değil, genel mahkemelerindir.

Ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan şu sözleşmelerden kaynaklanan davalar tüketici mahkemesinde görülür:

  • Eser sözleşmesi,
  • Taşıma sözleşmesi,
  • Simsarlık sözleşmesi,
  • Sigorta sözleşmesi,
  • Vekâlet sözleşmesi,
  • Bankacılık sözleşmesi,
  • Ve yukarıdaki sözleşmelere benzeyen her türlü sözleşme.

Tüketici mahkemesi, sözleşmenin taraflarından birinin mutlaka tüketici olduğu davalara bakmakla görevlidir. Uygulamada, tüketici mahkemesinin görevine giden davalar şunlardır:

  • Banka ile müşteri arasında yapılan bankacılık işlemlerinin eksik, hatalı veya yanlış yapılmasından dolayı müşterinin banka aleyhine açtığı davalara bakma görevi tüketici mahkemesine aittir.
  • Bankalardan alınan tüketici kredisi (bireysel kredi, konut kredisi, otomobil kredisi vb.) nedeniyle açılan davlar tüketici mahkemesinde görülür. Bankadan çekilen kredi ticari kredi niteliğindeyse görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
  • Elektrik aboneliğinde, elektriğin kullanıldığı yer “mesken” ise, abonelik sözleşmesi ile ilgili her türlü dava tüketici mahkemesinde görülür. Örneğin, meskende kaçak elektrik kullanımı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası tüketici mahkemesinde açılmalıdır. Elektrik ticari işletmede kullanılmak üzere abonelik tesis edilmişse, bu tür abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü ihtilafa asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir.
  • Avukatın müvekkilini temsilen yaptığı işler veya doktorun hastası üzerinde uyguladığı tedavi vekalet sözleşmesi hükümlerine tabi olduğundan, bu sözleşmelerle ilgili davalar da tüketici mahkemesinde görülür. Ancak, avukatlar ile müvekkiller arasındaki ilişki nedeniyle açılan davaların hangi mahkemede görüleceğine dair Yargıtay ile Bölge Adliye Mahkemeleri kararları arasında çelişki mevcuttur. İlgili kararlara aşağıda yer verilmiştir. Yargıtay en son kararında vekalet sözleşmesine dayanan ücret alacaklarına ilişkin tüketici mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir.
  • Müteahhitten veya arsa sahibinden tamamlanmış veya henüz tamamlanmamış bir konut satın alan üçüncü kişi tüketici olarak kabul edileceğinden, bu şekilde yapılan sözleşmelerden (satış vaadi sözleşmesi vb.) kaynaklanan davalar tüketici mahkemesinde görülür. Üçüncü kişi, temlik sözleşmesi yoluyla müteaahitin arsa sahibinden olan alacağını temlik aldığı takdirde de aynı şekilde tüketici mahkemesi görevlidir. Ancak, arsa sahibi ile müteahhit arasında meydana gelen uyuşmazlıkların çözülmesinde görevli mahkeme genel mahkemelerdir.
  • Sigorta şirketiyle sözleşme ilişkisi içinde hukuki bir sorunun ortaya çıkması halinde görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Örneğin, Ferdi kaza, hayat sigortası veya aracına kasko sigortası yaptıran kişi ile sigorta şirketi arasında sigorta teminatının ödenmesi konunsunda çıkacak uyuşmazlıklar tüketici mahkemesi tarafından çözülür. Özellikle belirtelim ki, trafik kazası nedeniyle ZMSS çerçevesinde karşı tarafın trafik veya kasko poliçesine dayanılarak açılan tazminat davlarında görevli mahkemeler genel mahkemelerdir.
  • Taraflar arasında icra takibine konulan bir kambiyo senedi (çek, senet vb.) olsa bile, kambiyo senedinin dayandığı temel sözleşme tüketici işlemi niteliğindeyse, itirazın iptali, alacak davası vb. davalar tüketici mahkemesinde görülür.
  • Eser sözleşmesine dayalı olarak bir binanın bakım ve onarımının yapılması, diş doktoru tarafından dişin yapılması, mühendisin proje çizmesi gibi işlemler tüketici işlemi olarak kabul edildiğinden, bu sözleşmeden çıkan uyuşmazlıklar tüketici mahkemesinde yargılama konusu yapılır.
  • Futbolcu, basketbolcu vb. profesyonel sporcuların takımlarıyla yaptıkları sözleşmeler hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğundan, bu sözleşmelerden doğan ihtilaflar tüketici mahkemesinde değil, genel mahkemeler de yargılama konusu yapılır.
0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir